Bundan
tam 4 yıl önce Los Angeles Lakers Pau Gasol'u sürpriz bir şekilde renklerine
bağlayıp son 10 yılın en dominant takımlarından biri haline geldiğinde taraftar
kitlesinde Lakers'ın asla zirveden düşmeyeceği gibi bir zihniyet oluşmuştu.
Fakat en nihayetinde Lakers efsanesi kısa bir süre içinde sona ermişti. Son
yıllarında da bekleneni veremeyen, yetersiz ve çürük bir takım iskeleti ortaya
çıkmıştı. Ve Lakers destanının perdeleri kapanırken takımın genel menejeri
Mitch Kupchak Chris Paul takasının veto edilmesinin ardından dil uçuklatacak
hamlelerle NBA'de tozu dumana katarak Steve Nash, Dwight Howard gibi Hall of
Fame kalibresinde oyuncuları takıma kazandırmıştı. Bunun yanında Antawn
Jamison, Jodie Meeks, Chris Duhon ve Earl Clark gibi pek çok benchi
destekleyebilecek oyuncularla anlaşma sağlayarak Lakers'ı iki senedir içinde
olduğu karanlık çukurdan çıkarıp adeta ışığa doğru yol göstermişti. Ve sezon
başlayana kadar NBA camiasındaki herkesin gözünün korktuğu, aynı zamanda 'Ölüm
Rotasyonu' olarak da adlandırılan o kadro kurulmuştu: 'Steve Nash - Kobe Bryant
- Metta World Peace - Pau Gasol - Dwight Howard'
Kağıt
üzerinde gerçekten de lakabının hakkını veren bir kadroydu bu. Son on yıl
içinde ligdeki en iyi kadroydu belki de. İşte ne olduysa lig başladıktan sonra
oldu.
Pre-Season olarak adlandırılan lig başlamadan hazırlık maçlarının yapıldığı
dönemde Los Angeles Lakers 8 maçın 8'ini de kaybederek berbat bir şekilde lige
başlangıç yapmıştı. Fakat gençlerin fazlasıyla süre alması, yepyeni bir
iskeletin oturma süreci ve küçük sakatlıkların bulunması gerçeğin açık bir
şekilde görülmesini önlemişti. Lakers basketbol oynayamıyordu.
Pre-Season'ın ardından büyük umutlarla lige başlangıç yapan Lakers şaşırtıcı
bir şekilde maç kazanmakta güçlük çekiyordu. Hatta sadece güçlük çekmekle
kalmayıp daha önceki senelerde çok rahat yendiği takımlar tarafından hezimete
uğruyordu. Son on yılın en iyi kadrosu çaresizlik içindeydi.
Tabii
ki bu kaosun zanlılarından biri olarak ilk önce Mike Brown lekelendi.
Aslında bir açıdan sebep de o olabilirdi. Zen Master'ın yıllardır
oturttuğu sistemi bir kalemde çizip yepyeni bir hücum sistemi oturtmaya
çalışmak kesinlikle sağlıksız bir şeydi. Ne var ki Mike Brown inatla
'Princeton' hücumda ısrar ediyordu. Ve bu ısrarının ekmek parasına mal
olacağının farkında değildi. Biraz medyanın sıkıştırması, biraz taraftarın
baskısı ve biraz da Kobe'nin 'Death Stare'ından dolayı Mike Brown'ın Los
Angeles Lakers serüveni ikinci yılının başında son bulmuştu. Esas heyecan
buradan sonra başlıyordu.
Mike
Brown'ın kovulması ile başa gelecek yeni koç konusunda düşünmeye bile gerek
duymadı kimse. Tek bir cevap vardı Lakers için. O da Lakers'ın 16 şampiyonluğunun
5 tanesinde payı olan büyük üstad Phil Jackson'dan başkası değildi. Jerry Buss
ve Mitch Kupchak uzun konuşmalar sonucu bir karara vardı. Karara varıldığı anda
konferans konuşması ile Zen Master arandı ve açıkça şu sözler kullanıldı: "İşi
istiyorsan gel ve hemen takımın başına geç Phil."
Mitch
Kupchak yaptığı açıklamada da söylediği gibi Zen Master'a baş koçluk görevini
teklif etmişti ve koşulsuz şartsız ona güveneceğini söylemişti. Fakat Zen
Master sağlık sorunları olduğunu, ailesine daha çok zaman ayırmak
istediğini ayrıca koçluk yapabileceği gücün omuzlarında olmadığından
endişe ettiğini belirterek bu teklifi nazikçe geri çevirdi. Bu olay üzerine
taraftar her ne kadar hayal kırıklığına uğramış da olsa yeni bir koç
bekleyişinden vazgeçmedi. Lakers 4-5 gün boyunca koçsuz kaldı ve maçlarda
takıma asistan koç Bernie Bickerstaff eşlik etti. Ki şaşırtıcı derecede
başarılıydı çünkü Lakers Bickerstaff ile oynanan maçlarda 4-1 gibi bir galibiyet serisi çıkarmıştı. Fakat bu takımı tatmin etmiyordu. Bunun
üzerine Mitch Kupchak açıkta bulunan kaliteli koçlardan Mike Dunleavy ve
Mike D'Antoni ile görüşmelere başlamıştı. Ne var ki bu Mike lanetini devam
ettirecekti. Kısa görüşmelerin ardından iş Mike D'Antoni'ye verildi ve takımın
yeni koçu D'Antoni oldu. Taze ümitlerle yeni bir Lakers yolculuğa
başlıyordu.
Aslında D'Antoni'li Lakers çok da kötü başlamamıştı. Fakat D'Antoni'nin
'fetişi' diyebileceğimiz hücum takıntısından kaynaklanan savunma açığı bu muazzam takımın tekrardan dağılması
ile sonuçlanmıştı. Üstüste maçlar kaybediliyordu. Hem de Lakers için çok basit
olarak adlandırılabilecek maçlar. Mücadele bile verilmiyordu sahada. Bununla
birlikte küçük sakatlıkların da etkisi ile Lakers ne olup bittiğini anlayamadan
batı konferansında sonuncu olmuştu. Lakers camiası şoktaydı, taraftarlar
hüsrana uğramıştı. Bir de bunun üzerine Los Angeles'ın ikincil takımı
Clippers'ın büyük çıkış yakalamasıyla Lakers cephesinde kıyamet gerçekleşmişti.
Pau Gasol takasları tekrar gündeme gelmişti, Superman'in takas edileceği ile
ilgili asparagas haberler ise havalarda uçuyordu. Ve Lakers taraftarı son çare
olarak çok farklı ve özgün(!) bir fikirle ortaya çıktılar: "Mike D'Antoni
kovulmalı."
Sezon
başından şu ana kadar Lakers düşe kalka buraya kadar geldi. Şimdi biraz
takımı ve problemlerini inceleyelim:
Neler
Yapılmalı?
Bu 'Ben Olsam' önerileri
aslında biraz dile kolay gözüküyor evet. Fakat NBA'in en gelirli ve en köklü
takımlarından birine sahipken bunların yapılmasının zor olacağını
düşünmek mantıksızlık olur.
1) Mike D'Antoni Gönderilmeli
Çoğu Lakers taraftarı zaten bir koç değişikliği olduğundan dolayı bu
olaya biraz soğuk bakıyor. Fakat yapılması gereken ilk şey bu olmalı.
Denendi fakat olmuyor. Aynı Jack Nicholson'ın söylediği gibi:
"Bu
takım bir Ferrari. Yalnızca Toyota kullanmasını bilenlere emanet edilmeyecek
kadar değerli bir Ferrari."
2) Brian Shaw Koçluğa Terfi Edilmeli
Phil Jackson'ın üçgen hücumu geliştirmesinde inanılmaz katkıları bulunan,
aynı zamanda yıllar boyu Zen Master'ın asistanlığını yapan Brian Shaw gölgeler
arasında kaybolmaması gereken bir yetenek. Eğer bu iskelet oturtulacaksa ve
yepyeni bir franchise kurulacaksa bunun da gerekliliklerinden biri o
franchise'ın sistemi ile yetişmeye eğimli bir koç bulmaktır. Brian Shaw buna
%100 uygun bir örnek.
3) Magic Johnson Scout Olarak
Değerlendirilmeli
Pek olası olmayan fakat gerçekleşmesi durumunda harika bir katkı
sağlayacak durum daha karşımızda.
Yıllarca Lakers formasını terletmiş ayrıca yakın zamana kadar Lakers'ın
ortaklarından olan bir efsane. Belki de Lakers'ı en iyi tanıyan insan. Görev
olarak değil de sadece takım uğruna bile olsa böyle bir işe girmesi durumunda
gerçekten Lakers için harika işler gerçekleşebilir. Daha önce de Lakers adına
bir şey yapmak istediğini açıkça belirtmişti fakat ne olduğu ile ilgili bir
ipucu vermemişti. Ancak Lakers'ı en iyi tanıyan insan yepyeni bir Lakers için
en doğrusunu, en uygununu seçebilir. Ve eğer birinin seçmesi gerekirse bu
kesinlikle Magic Johnson olmalı.
4) Bu Yıl Kombine Alan Taraftarlardan
Tek Tek Özür Dilenmeli
Cesur bir şekilde "Evet. Tabiri caizse bu sezon sıçtık."
diyebilmeli artık Lakers camiası. Yakın zamanda Mitch Kupchak'in takastan uzak
durduğunu belirtmesi ve koç değişikliğine gidilmeyeceğinin sinyalini vermesiyle
bu seneden itibaren yeni iskeletle bir rebuilding projesine girileceği açıkça
belli oldu. Ve yukarıda da dediğim gibi Lakers bu sene batırdığını kabul edip
artık bahane üretmekten vazgeçmeli. Lakers'ı bu durumdan kimse kurtaramaz.
Mitch Kupchak bile.
------------------------------------------------------------------------------------------------
https://twitter.com/cagatay_dikici