15 Eylül 2012 Cumartesi

Çıkış yapması beklenen takımlar 1 : Minnesota Timberwolves



  
  Kevin Garnett’in takımı terk etmesiyle birlikte uzun bir çöküş,bir o kadar da uzun bir yapılanma sürecine girmişti Timberwolves. Playoff göremiyor,drafttan seçilen oyuncular hayal kırıklığı yaratıyordu.  Aradan geçen zorlu bir dönem üzerine Kevin Love’ın takımın merkezi haline gelmesiyle yönetimin bir şeyler peşinde olduğu anlaşılmıştı.Michael Beasley Miami’den alınmış ve kariyerine İspanya’da devam eden Ricky Rubio takıma çağırılmıştı. Her şey oturmuştu Minnesota için. Hedefleri Playoff’u görmekti. Biraz Michael Beasley’nin istikrarsızlığı,biraz da Kevin Love’ın ego sorunları dışında bunun önünde duracak hiçbir şey yok gibi gözüküyordu. Ta ki Los Angeles Lakers maçına kadar.    
     

  Kobe Bryant ve Ricky Rubio arasında yaşanan çarpışma sonucu Rubio'nun ön çapraz bağları yırtıldı ve sezonu kapadı. Belki de bu Wolves'un tüm planlarını altüst etmiş oldu. Rubio'nun yokluğu takımın tüm düzenini dağıttığından çok küçük bir farkla Playoff'u kaçırdılar ve yönetim işinin başına koyuldu.


  Bu sene çok farklı geliyor Wolves. Sakatlıktan dönmüş sağlıklı bir Ricky Rubio,yine sakatlıktan dönmüş ve basketbola son derece aç olan Brandon Roy,kariyerine NBA’de devam edeceğini açıkladıktan sonra CSKA Moskova ile anlaşması biter bitmez Minnesota ile kontrat imzalayan Andrei Kirilenko,bu sene herkesin MVP performansı beklediği  Kevin Love ve son zamanlarda büyük çıkış yakalayan Nikola Pekovic. Benchte Chase Budinger,Derrick Williams,J.J. Barea ve Luke Ridnour gibi sahanın her alanında verimli oynayan genç ve enerjik görev adamları ile 2012-13 senesine damga vuracak  restorasyon geçirmiş takımların başında geliyor. Özellikle Rubio-Roy ikilisinin uyumu tüm NBA camiası için merak konusu olacağa benziyor. Espn,Hoopshype,NBA.com ve pek çok bilindik basketbol portallarında sezon yaklaştıkça en çok üzerinde durulan konu Ricky Rubio ve Brandon Roy’un uyum sağlayıp sağlayamayacağı ile ilgili tartışmalar ve oylamalar üzerinde konuşuluyor. Her ne kadar sakatlıktan çıkmış olsalar da bu kadar patlayıcı iki oyuncuyu yan yana izlemek hepimize çok keyifli anlar taşatacak. 
  Umarız bu sene Minnesota Playoff’a kalabilir. Kaldığı gibi de iyi bir yere gelebilir de biz de bu takımın bize verecek olduğu keyiften daha çok tadabiliriz.

Ricky Rubio'nun sakatlandığı an için: http://www.youtube.com/watch?v=CG0Lv5vbeR0

Sorular,öneriler  ve yazara ulaşabilmek için:
https://twitter.com/cagatay_dikici

14 Eylül 2012 Cuma



Tekrardan merhaba. Bugün şampiyonluğun en büyük iki adayı olan  Miami Heat ve Los Angeles Lakers’ın sezon öncesi değerlendirmesini yapacağım.

  2010 yılında yeteneklerini güney sahiline taşıyarak Chris Bosh’la birlikte Miami’ye gitme kararı alan LeBron James yanlarında Dwyane Wade ile son yılların en dominant takımı haline geldi. Bu sene çok akıllı hamlelerle Ray Allen ve Rashard Lewis’i de renklerine bağlamasıyla doğudaki en büyük güç haline geldi diyebiliriz. Wade-LeBron-Bosh üçlüsünün sağlıklı hallerinde neler yapabildiklerine hepimiz şahit olduk,bunlara eklenen iki kaliteli veteran ile Miami Heat şu ekip ile NBA’deki tüm takımlara kafa tutabilecek kalitede. Peki bu sene kadrosuna kimsenin beklemediği bir anda Dwight Howard ve Steve Nash’i,bunlara ek olarak Chris Duhon,Jodie Meeks ve Antawn Jamison gibi benchini de güçlendirerek tabiri caizse ‘Dream Team’i oluşturan Los Angeles Lakers karşısında neler yapabilir?
  
Gelin bir oyuncuları karşılaştıralım;


                        



MARIO CHALMERS - STEVE NASH
Bir tarafta geçen sene Wade-Bosh'ın eksikliğini kapatan,şampiyonlukta büyük rol oynamış Mario Chalmers,diğer tarafta ise NBA'in aktif en iyi oyun kurucusu,yaşına rağmen muazzam oyunundan en ufak bir şey kaybetmemiş Steve Nash var. Steve Nash  hücumda topu dağıtma ağırlıklı oynayacağından Mario Chalmers'ın genel olarak sadece Nash'in karşısında durması yeterli olacaktır. Duruma göre Nash'in patlayıcılığına ve 'fancy pass' olarak adlandırılan ve çoğunlukla vermeyi sevdiği değişik paslara karşı neler yapabileceğini bilmiyoruz. Fakat her ne kadar ayakları çabuk olsa da karşısında kendisinden 12 yaş daha genç ve daha enerjik olan bir rakip karşısında savunmada ne kadar dengede kalabilir bilinmez. Çoğu Lakers taraftarının bu eşleşmede endişelenmesinin sebebi de genellikle bu oluyor.



 

DWYANE WADE - KOBE BRYANT
Sakatlıktan dönecek bir Wade ve her şart altında verimli oynamasının yanında bu sene yüzüğü her şeyden daha çok isteyen Kobe. Olası bir eşleşmede izleyeceğimiz en keyifli oyun bu ikisinin olacaktır diye düşünüyorum ben.  Taraftarın desteğinden yoksun da olsa takımını hala çok sevdiğini belirten Wade bu sene yanında LeBron ile birlikte üstüste ikinci başarılarına gitmek istiyor. Fakat karşılarında Kara Mamba ve ordusu ile bu pek kolay olacağa benzemiyor. Final ortamında ne olacağı bilinmez ama istatistikler ve düzgün gözle bakıldığında Kobe'nin her durumda Wade'den daha üstün olduğunu görebiliyoruz.


 

LEBRON JAMES - METTA WORLD PEACE
Oynanacak olası bir finalde oyunun akışını,hatta seriyi değiştirecek oyuncunun LeBron James olacağını hepimiz biliyoruz.
Zamanında savunmasıyla adından konuşturan Metta World Peace’in şu 
an en iyi dönemindeki LeBron James’i nereye kadar durdurabileceği bir soru işareti. 
Lakers taraftarları olarak bu sene Metta’dan beklenmedikleri bekliyoruz. Her ne kadar eskisi kadar verimli olmasa da savunma kadar hücum alanında da görev adamı olarak yeterli katkıyı sağlayabilmesi bekleniyor.



 
 
CHRIS BOSH - PAU GASOL
Sakatlıklarla boğuşan Chris Bosh'ın bu sene neler yapabileceni pek bilmesek de Gasol - Bosh eşleşmesinde Gasol'un her zaman bir şekilde üstün geldiğini biliyoruz. Chris Bosh farklı bir şeyler yapıp hızını Gasol'e karşı çok üst düzey bir şekilde kullanmazsa Nash'in de indirecek olduğu topları da düşündüğümüzde üstün gelecek taraf Pau Gasol olacaktır.



JOEL ANTHONY - DWIGHT HOWARD
İşte zurnanın öttüğü yer burası olsa gerek. Big 3 kurulduğundan beri pivot sıkıntısı çeken Miami bu sene de Joel Anthony-Eddy Curry rotasyonu ile devam ediyor. Dwight Howard bu sene çok hazır geliyor. Ve diğer oyuncular ne kadar iyi ya da kötü oynasa da her anın kaderini hücumda da savunmada da Dwight belirleyecek. Miami'nin korkması gereken tek pozisyon pivot pozisyonu da olsa aradaki fark hafife alınacak kadar küçük bir eksiklik değil. 


Tabii ki eşleşmeler her ne kadar böyle de olsa sezon başlamadan kesin yorumlar yapamayız. Fakat yapabileceğimiz tek bir yorum var o da eğer bu iki takım finalde karşılaşırsa NBA tarihi görüp görebileceği en çekişmeli maçları izleyecek. 
  
  Uzun zamandır Kobe-LeBron mücadelesini görmek istiyoruz ve Kobe'nin çağı tam anlamıyla bitmeden bu eşleşmeyi görebileceğimizi umuyoruz. İstatistikler ile bakıldığında bu takımlar %90 final oynayacak. 
  
  Şimdiden kendimizi hazırlayalım,kemerlerimizi bağlayalım. Muazzam bir NBA bizi bekliyor.










Sorular,öneriler ve yazara ulaşmak için:
cagoscus@gmail.com