26 Ocak 2013 Cumartesi

Bir Takım Yaratmak: Los Angeles Lakers

 Tekrardan merhaba değerli okurlar. Teknik problemler ve şahsi sorunların oluşturduğu duraklama dönemini arkamızda bırakarak Yirmi Dört Saniye ekibi olarak kaldığımız yerden devam ediyoruz yazı dizilerimize. Bugünkü konumuz yakın zamanda NBA takipçilerinin dilinden düşürmediği ve bu gidişle de düşeceğe benzemeyen Los Angeles Lakers.



 Bundan tam 4 yıl önce Los Angeles Lakers Pau Gasol'u sürpriz bir şekilde renklerine bağlayıp son 10 yılın en dominant takımlarından biri haline geldiğinde taraftar kitlesinde Lakers'ın asla zirveden düşmeyeceği gibi bir zihniyet oluşmuştu. Fakat en nihayetinde Lakers efsanesi kısa bir süre içinde sona ermişti. Son yıllarında da bekleneni veremeyen, yetersiz ve çürük bir takım iskeleti ortaya çıkmıştı. Ve Lakers destanının perdeleri kapanırken takımın genel menejeri Mitch Kupchak Chris Paul takasının veto edilmesinin ardından dil uçuklatacak hamlelerle NBA'de tozu dumana katarak Steve Nash, Dwight Howard gibi Hall of Fame kalibresinde oyuncuları takıma kazandırmıştı. Bunun yanında Antawn Jamison, Jodie Meeks, Chris Duhon ve Earl Clark gibi pek çok benchi destekleyebilecek oyuncularla anlaşma sağlayarak Lakers'ı iki senedir içinde olduğu karanlık çukurdan çıkarıp adeta ışığa doğru yol göstermişti. Ve sezon başlayana kadar NBA camiasındaki herkesin gözünün korktuğu, aynı zamanda 'Ölüm Rotasyonu' olarak da adlandırılan o kadro kurulmuştu: 'Steve Nash - Kobe Bryant - Metta World Peace - Pau Gasol - Dwight Howard' 
  
  Kağıt üzerinde gerçekten de lakabının hakkını veren bir kadroydu bu. Son on yıl içinde ligdeki en iyi kadroydu belki de. İşte ne olduysa lig başladıktan sonra oldu. 

  Pre-Season olarak adlandırılan lig başlamadan hazırlık maçlarının yapıldığı dönemde Los Angeles Lakers 8 maçın 8'ini de kaybederek berbat bir şekilde lige başlangıç yapmıştı. Fakat gençlerin fazlasıyla süre alması, yepyeni bir iskeletin oturma süreci ve küçük sakatlıkların bulunması gerçeğin açık bir şekilde görülmesini önlemişti. Lakers basketbol oynayamıyordu.

  Pre-Season'ın ardından büyük umutlarla lige başlangıç yapan Lakers şaşırtıcı bir şekilde maç kazanmakta güçlük çekiyordu. Hatta sadece güçlük çekmekle kalmayıp daha önceki senelerde çok rahat yendiği takımlar tarafından hezimete uğruyordu. Son on yılın en iyi kadrosu çaresizlik içindeydi. 
  Tabii ki bu kaosun zanlılarından biri olarak ilk önce Mike Brown lekelendi. Aslında bir açıdan sebep de o olabilirdi. Zen Master'ın yıllardır oturttuğu sistemi bir kalemde çizip yepyeni bir hücum sistemi oturtmaya çalışmak kesinlikle sağlıksız bir şeydi. Ne var ki Mike Brown inatla 'Princeton' hücumda ısrar ediyordu. Ve bu ısrarının ekmek parasına mal olacağının farkında değildi. Biraz medyanın sıkıştırması, biraz taraftarın baskısı ve biraz da Kobe'nin 'Death Stare'ından dolayı  Mike Brown'ın Los Angeles Lakers serüveni ikinci yılının başında son bulmuştu. Esas heyecan buradan sonra başlıyordu.




 Mike Brown'ın kovulması ile başa gelecek yeni koç konusunda düşünmeye bile gerek duymadı kimse. Tek bir cevap vardı Lakers için. O da Lakers'ın 16 şampiyonluğunun 5 tanesinde payı olan büyük üstad Phil Jackson'dan başkası değildi. Jerry Buss ve Mitch Kupchak uzun konuşmalar sonucu bir karara vardı. Karara varıldığı anda konferans konuşması ile Zen Master arandı ve açıkça şu sözler kullanıldı: "İşi istiyorsan gel ve hemen takımın başına geç Phil." 

  Mitch Kupchak yaptığı açıklamada da söylediği gibi Zen Master'a baş koçluk görevini teklif etmişti ve koşulsuz şartsız ona güveneceğini söylemişti. Fakat Zen Master sağlık sorunları olduğunu, ailesine daha çok zaman ayırmak istediğini ayrıca koçluk yapabileceği gücün omuzlarında olmadığından endişe ettiğini belirterek bu teklifi nazikçe geri çevirdi. Bu olay üzerine taraftar her ne kadar hayal kırıklığına uğramış da olsa yeni bir koç bekleyişinden vazgeçmedi. Lakers 4-5 gün boyunca koçsuz kaldı ve maçlarda takıma asistan koç Bernie Bickerstaff eşlik etti. Ki şaşırtıcı derecede başarılıydı çünkü Lakers Bickerstaff ile oynanan maçlarda 4-1 gibi bir galibiyet serisi çıkarmıştı. Fakat bu takımı tatmin etmiyordu. Bunun üzerine Mitch Kupchak  açıkta bulunan kaliteli koçlardan Mike Dunleavy ve Mike D'Antoni ile görüşmelere başlamıştı. Ne var ki bu Mike lanetini devam ettirecekti. Kısa görüşmelerin ardından iş Mike D'Antoni'ye verildi ve takımın yeni koçu D'Antoni oldu. Taze ümitlerle yeni bir Lakers yolculuğa başlıyordu. 

  Aslında D'Antoni'li Lakers çok da kötü başlamamıştı. Fakat D'Antoni'nin 'fetişi' diyebileceğimiz hücum takıntısından kaynaklanan savunma açığı bu muazzam takımın tekrardan dağılması ile sonuçlanmıştı. Üstüste maçlar kaybediliyordu. Hem de Lakers için çok basit olarak adlandırılabilecek maçlar. Mücadele bile verilmiyordu sahada. Bununla birlikte küçük sakatlıkların da etkisi ile Lakers ne olup bittiğini anlayamadan batı konferansında sonuncu olmuştu. Lakers camiası şoktaydı, taraftarlar hüsrana uğramıştı. Bir de bunun üzerine Los Angeles'ın ikincil takımı Clippers'ın büyük çıkış yakalamasıyla Lakers cephesinde kıyamet gerçekleşmişti. Pau Gasol takasları tekrar gündeme gelmişti, Superman'in takas edileceği ile ilgili asparagas haberler ise havalarda uçuyordu. Ve Lakers taraftarı son çare olarak çok farklı ve özgün(!) bir fikirle ortaya çıktılar: "Mike D'Antoni kovulmalı."  

 Sezon başından şu ana kadar Lakers düşe kalka buraya kadar geldi. Şimdi biraz takımı ve problemlerini inceleyelim: 

Neler Yapılmalı?

 Bu 'Ben Olsam' önerileri aslında biraz dile kolay gözüküyor evet. Fakat NBA'in en gelirli ve en köklü takımlarından birine sahipken bunların yapılmasının  zor olacağını düşünmek mantıksızlık olur.

 1) Mike D'Antoni Gönderilmeli
   
    Çoğu Lakers taraftarı zaten bir koç değişikliği olduğundan dolayı bu olaya biraz soğuk bakıyor. Fakat yapılması gereken ilk şey bu olmalı. Denendi fakat olmuyor. Aynı Jack Nicholson'ın söylediği gibi: 
  "Bu takım bir Ferrari. Yalnızca Toyota kullanmasını bilenlere emanet edilmeyecek kadar değerli bir Ferrari."

2) Brian Shaw Koçluğa Terfi Edilmeli

 

  Phil Jackson'ın üçgen hücumu geliştirmesinde inanılmaz katkıları bulunan, aynı zamanda yıllar boyu Zen Master'ın asistanlığını yapan Brian Shaw gölgeler arasında kaybolmaması gereken bir yetenek. Eğer bu iskelet oturtulacaksa ve yepyeni bir franchise kurulacaksa bunun da gerekliliklerinden biri o franchise'ın sistemi ile yetişmeye eğimli bir koç bulmaktır. Brian Shaw buna %100 uygun bir örnek.

3) Magic Johnson Scout Olarak Değerlendirilmeli


  Pek olası olmayan fakat gerçekleşmesi durumunda harika bir katkı sağlayacak durum daha karşımızda. 
 
  Yıllarca Lakers formasını terletmiş ayrıca yakın zamana kadar Lakers'ın ortaklarından olan bir efsane. Belki de Lakers'ı en iyi tanıyan insan. Görev olarak değil de sadece takım uğruna bile olsa böyle bir işe girmesi durumunda gerçekten Lakers için harika işler gerçekleşebilir. Daha önce de Lakers adına bir şey yapmak istediğini açıkça belirtmişti fakat ne olduğu ile ilgili bir ipucu vermemişti. Ancak Lakers'ı en iyi tanıyan insan yepyeni bir Lakers için en doğrusunu, en uygununu seçebilir. Ve eğer birinin seçmesi gerekirse bu kesinlikle Magic Johnson olmalı.

4) Bu Yıl Kombine Alan Taraftarlardan Tek Tek Özür Dilenmeli

   Cesur bir şekilde "Evet. Tabiri caizse bu sezon sıçtık." diyebilmeli artık Lakers camiası. Yakın zamanda Mitch Kupchak'in takastan uzak durduğunu belirtmesi ve koç değişikliğine gidilmeyeceğinin sinyalini vermesiyle bu seneden itibaren yeni iskeletle bir rebuilding projesine girileceği açıkça belli oldu. Ve yukarıda da dediğim gibi Lakers bu sene batırdığını kabul edip artık bahane üretmekten vazgeçmeli. Lakers'ı bu durumdan kimse kurtaramaz. Mitch Kupchak bile.


 
   Bütün bu olanların ardından Lakers için tek çare zaten rebuilding gibi gözüküyor. Taraftarların bu kadar hevesle başladığı bir sezonun bu şekilde sonlanıyor olması her ne kadar çok can yakıyor da olsa Lakers organizasyonunun ne yapıp ne edip her zaman bir şekilde zirvede şampiyonluk için yarışacağını biliyoruz. Şimdiyse elimizden sadece bu monteye bakarak sessizce beklemek geliyor...





------------------------------------------------------------------------------------------------








Sorular,öneriler ve yazara ulaşabilmek için:
Çağatay Dikici
https://twitter.com/cagatay_dikici

26 Kasım 2012 Pazartesi

NBA'de İlk Ay Değerlendirmesi

İçi basketbol dolu koskoca bir ayı geride bıraktık. İk aydan çok keyifli maçlar izlerken pek çok da kaliteli performanslara şahit olduk. Yani basketbola doyduk diyebiliriz. Bu yazıda da bu ay neler olmuş,kim neler yapmış bir göz atacağız. 



DOĞU KONFERANSI

http://prosportsextra.com/wp-content/uploads/2012/10/HEAT.jpg

  Kimler yukarılarda?

  *Son üç senedir istikrarını hiç bozmayıp zıpkın gibi bir basketbolla üstlerdeki yerini korumaya devam eden Miami Heat 10-3'lük bir seri ile Doğu'da liderliği eline almış bulunmakta. 

 *Hemen arkasından 9-3'lük bir seri ile New York Knicks ikinci sırada yer alıyor. 

  *Kurduğu kadronun hakkını veren Brooklyn Nets ise 8 galibiyetle New York Knicks'i izlemekte.

 
Kimler aşağılarda?

  *Washington Wizards aynı geçen sene olduğu gibi bu sene de alay konusu olmaya devam ediyor. sezona 11 mağlubiyetle başlayan Wizards'ın henüz galibiyeti bulunmamakta.                                         

  *Washington ile birlikte sonunculuğa doğru emin adımlarla ilerleyen Toronto Raptors ise sadece 3 galibiyete sahip.

 *Bu iki takımla birlikte konferansın dibine kök salmış olan Cleveland Cavaliers ve Detroit Pistons da hala aynı durumda.




BATI KONFERANSI


http://sportige.com/wp-content/uploads/2012/08/Memphis-Grizzlies.jpg

   Kimler yukarılarda?

  *Bu senenin en büyük sürprizlerinden biri Memphis Grizzlies oldu diyebiliriz. Dinamik kadrosuyla muhteşem bir çıkış yakalayarak sezonun ilk ayını sadece 2 mağlubiyetle kapatmayı başardılar. (9-2)

  *Her ne kadar daha çok galibiyeti olsa da Memphis'in 2,San Antonio Spurs'ün 3 mağlubiyeti olmasından dolayı galibiyet yüzdesi ile Batı'da ikinci sırada kalmış durumda Spurs. (11-3)

 *Son finalist Oklahoma City Thunder da bu sene bekleneni olması gerektiği gibi vererek ligde üst sıralarda yerini almakta.



 http://blogs.sacbee.com/sports/kings/DeMarcusSad.JP.JPG

Kimler aşağılarda?

 *Son yıllarda hiçbir gelişme kaydedememiş olan Sacramento Kings, Tyreke Evans,Demarcus Cousins ve Jimmer Fredette gibi gençlerle geleceğe yönelik planlar yapmakta. O yüzden bu sene de aşağılarda kalması çok şaşırtıcı olmayacak bizim için.

 *Kevin Love'ın sakatlanmasıyla muhtemelen playoff hayalleri de suya düşen Minnesota 
 Timberwolves bu sene bekleneni veremeyecek gibi gözüküyor.

 *Bu seneyi genç yeteneklerini pişirmek ve aynı Kings gibi geleceğe yatırım yapmak için kullanacakmış gibi gözüken New Orleans Hornets yine de ne olursa olsun bu kadar aşağılarda beklenmiyordu.


KİMLER NELER YAPMIŞ?

SAYI LİDERLİĞİ

1. Kobe Bryant, LAL:26.9
2. Kevin Durant, OKC:26.5
3. Carmelo Anthony, NY:25.6
4. LeBron James, MIA:25.2
5. James Harden, HOU:25.2

 ASİST LİDERLİĞİ

1. Rajon Rondo, BOS:13.7
2. Chris Paul, LAC:9.6
3. Jrue Holiday, PHI:9.2
4. Greivis Vasquez, NO:8.8
5. Deron Williams, BKN:8.5

RİBAUND LİDERLİĞİ 

1. Anderson Varejao, CLE:14.1
2. Zach Randolph, MEM:13.6
3. Omer Asik, HOU: 11.9
4. Kenneth Faried, DEN:11.5
5. Al Jefferson, UTAH:11.3

 BLOK LİDERLİĞİ


1. Roy Hibbert, IND:3.07
2. Serge Ibaka, OKC:3.07
3. Dwight Howard, LAL:2.71
4. Brook Lopez, BKN:2.50
5. Marcin Gortat, PHX:2.43

TOP ÇALMA LİDERLİĞİ

1. Brandon Jennings, MIL:3.45
2. Chris Paul, LAC:2.69
3. Kemba Walker, CHA:2.33
4. Mike Conley Jr., MEM:2.18
5. Goran Dragic, PHX:2.14
 
 FG% LİDERLİĞİ

1. Tyson Chandler, NY:.662
2. DeAndre Jordan, LAC:.606
3. Carl Landry, GS:.595
4. Dwight Howard, LAL:.588
5. Serge Ibaka, OKC:.577
 
       
http://www.inflexwetrust.com/wp-content/uploads/2012/04/Screen-shot-2012-04-03-at-2.04.37-PM.png



ALLSTAR GİDEREK YAKLAŞIRKEN MİLLİLERİMİZE OY VEREREK DESTEKLEMEK İÇİN:
 http://allstarballot.nba.com/ballot?referrer=asb12_reg&cid=asb12_reg

Sorular,öneriler  ve yazara ulaşabilmek için:
Çağatay Dikici
https://twitter.com/cagatay_dikici